YAS VE BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ

Yas ve Bilişsel Davranışçı Terapi
Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi’nin (RDDT) kurucusu Albert Ellis, yaşamın kolay olmadığını, adil ve kötü şeylerin insanların başına gelebileceğini ve olaylara nasıl cevap vereceğimiz konusunda her zaman bir seçeneğimiz olduğunu belirttir.

Psikolog Büşra Nur Avcu

Yas, yoğun ve karmaşık bir duygudur. Yaşamınız için önemli bir şeye veya birinin kaybına verdiğiniz doğal ve uygun olarak verilen cevaptır. Bir ebeveyn, eş, kardeş veya çocuğun kaybı yaşandığında, bunu taşıması çok zor olabilir. Ölüm, ani ve beklenmedik olduğunda, duygusal tepki travmatik olarak kabul edilebilir.

Çoğu kişi Elizabeth Kubler Ross’un ölümcül hastalarla çalışırken geliştirdiği ‘‘Yas’ın 5 Aşaması’’ kitabına aşinadır ve Elizabeth bunu yanlışlıkla ölümle başa çıkma deneyiminde uygular. Aslında Elizabeth Kubler Ross’un kitabına “Ölüm ve ölmek üzerine” adı verilir ve bahsettiği aşamalar, yasağılığa değil, ölen insanlarla yaptığı konuşmalardan kaynaklanır. Aşamalarını, insanların kendi ölümleriyle yüzleşmelerine yardım etmenin bir yolu olarak tanımlamıştır.

Bu aşamaları kayıba uygulamak, kederin doğrusal bir süreç olduğunu, bir sonun olduğunu ve insanların üstesinden geleceğini gösterir.

Bu basitçe soruna yardımcı olmuyor ve olmadı. Olan şey, zaman zaman yaslıların kayıplarıyla yaşamayı öğrenebilmeleridir.

Kederlenecek bir süreç yok, doğrusal değil ve bunun üzerinde bir zaman sınırı yok.

Her gün bir mücadele olabilir ve keder duygusunu tetikleyen etkenler de oldukça fazladır. Hem acımasız, hem de etrafındaki insanlar için başa çıkmak çok zor olabilir. BDT’nin büyükbabası ve Rasyonel Duygucu Davranışçı Terapi’nin (RDDT) kurucusu Albert Ellis, yaşamın kolay olmadığını, adil ve kötü şeylerin insanların başına gelebileceğini ve olaylara nasıl cevap vereceğimiz konusunda her zaman bir seçeneğimiz olduğunu belirtti.

Kederin gerçekliği apaçıktır, acı verici, rahatsız edici ve düzensizdir ve bireyseldir. Kederin erken aşamalarında “normal” olan yoktur.

Ancak, bunun gerçeği kabul etmenin zor olduğunu kabul etmek, yaşamaya devam etmede önemli bir adımdır ve yas tutmanın bir parçasıdır. Bu trajik olayın gerçekleşmesi gerçeğini kabul etmek, mevcut gerçekliği değiştirmemesi gerektiğini talep etmeksizin gerçekleşmiştir. Sevilen birinin ölümünün olabildiğince kötü olduğu ve dünyanın sonsuza dek değişmiş olabileceği gerçeğini kabul ederek, dünyanın sonunun olmadığı ve hayatın devam ettiği gerçeğini kabul edebilmektir. Ve tam olarak kabullenmek, zaman zaman “dayanılmaz” hissettirmesine rağmen, katlanılabilir olduğunu ve her seferinde bir adım atmanın mümkün olduğunu kabul eder.

Bu, yaslı kişilerin durumu inkar etmeden uygun ve sağlıklı bir şekilde yaslarını yaşamalarına izin verebilecek tutumdur. Özellikle ani ve beklenmedik ölümlerin neden olduğunu anlamlandırmaları zor olabilir.

RDDT, BDT’nin hümanist ve varoluşsal modelidir. Bir bütün olarak kişi ve buna acı dahil olmak üzere, hepimiz için varolan deneyimlerle ilgilidir. Acı ve sıkıntılara sağlıklı bir şekilde nasıl cevap verebileceğimizi bize öğretir.

0 cevaplar

Yorum yaz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir